Okumalı
Şubat biterken öve öve bitiremeyeceğim bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Raphaelle Giordano tarafından kaleme alınan, Yan Pasaj Yayınevi aracılığıyla basılan mükemmel kitabımı bir an önce anlatmak istiyorum.
Ama tabii ki anlatıma geçmeden yine söylemek istediğim şeyler var. (Bitmez söyleyeceklerim malumunuz) Öncelikle bu kitap gerçekten çok ihtiyacım olan bir dönemde beni buldu.
Biraz hüzünlüydüm, kafamda çok şeyin dolaştığı, hayallerimin olduğu ama cesaretimin kırılmış olduğu bir dönem geçirdim. Böyle bir anda insan belli işaretler ve kendini iyi edecek bir mucize gibi nokta atışları arıyor. Hatta bende bu durumu birkaç yakın arkadaşımla paylaşırken, "ilk dönüm noktamı gerçekleştirdim, ikinciyi bekliyorum" demiştim. O dönüm noktası da çok şükür ki gerçekleşti. Gerçekleşmeden önce de bir işaret beklerken çekiliş kazandım. Kazandığım sevgili kitabım da buydu. İşaretimi bulmuştum, okuduktan sonraysa "tek bir hayatım olduğunu" fark ettim.
Bu kadar güzel hislerden sonra epey meraklandırdım sanırım sizi? Dilerseniz, artık hemen anlatımına daha doğrusu kendimce yorumuna geçeyim.
Kitabımızın iki başrolü var. Camille ve Claude.
Camille trafik kazası geçirir, bu sırada da bulunduğu yere en yakın ev olan Claude'un evinin kapısını çalar. Orada ağırlanır, ama kendi içinde savaştığı şeylerden dolayı duygusallığı yoğundur. Bu durum Claude'un dikkatini çeker, kartını verir. Bir rutinolog olduğunu ve akut rutinizm denen durumdan bahseder. Motivasyon eksikliği, hayal kırıklığı, mutlu hissedememek, kasvet gibi birçok belirtisi vardır. Şimdi hepiniz diyeceksiniz ki; ee bu bildiğimiz depresyon? Aslında öyle değil. Her şey bu sırayla, Camille'nin Claude'dan randevu alıp adım atmasıyla başlıyor. Dahası öyle de güzel devam ediyor ki...
Ailesinden, işine, hayatının her alanına yenilikler geliyor Camille'nin. Hayatı sevmeyi, her şeye bambaşka gözlerle bakabilmeyi, hayallerinin peşinden koşabilmeyi öğreniyor. Aynı zamanda da öğretiyor.
Birçok yöntem uyguluyor, birçok maddi manevi temizlik yapıyor, rotasını çiziyor. Ve kendi istediği hayatı yaşıyor, başkalarının istediğini değil.
Kitap klasik ve klişeleşmiş bir kişisel gelişim kitabı kesinlikle değil. Hem hikaye içerisinde anlatıyor, hem de size kurallar diretmiyor. "Şunu yap, bunu kazan" mantığı yok. "Bir de şu açıdan bak, neden sende denemeyesin ki?" tarzında... Sırf ana karakterin değil, sizin de kısır döngüden, erdemli döngüye dönmenizi sağlayacak. En güzel anılarınızı bir bir size hatırlatıp, bir fotoğraf karesi gibi belleğinize yerleştirecek.
Benim ayraç koyduğum çok sayfası var. Açıkçası ikinci kez okumak istiyorum. Çünkü, ilkten konuya kapılmışken bölüp uygulamalarını yapmak istemedim.
Muhtemelen de bahsetmişimdir, başucu kitaplarım vardır arada herhangi bir sayfasını açar okurum her birinin diye... Bir yenisi de kesinlikle bu oluyor.
Ben genelde kişisel gelişim kitaplarını da okumayı çok severim, o yüzden çok zevkliydi. Sonlanmasın ve Camille'nin de sonrası için neler yaptığını görmeyi de çok isterdim.
Ve unutmadan Yalova Blogger Etkinliği'mizde de bizim sponsorlarımızdan biriydi Yan Pasaj Yayınevi. Elimde bulunan ikinci kitabımla alakalı da ilerleyen zamanlarda bende Camille gibi bunu bir görev edasıyla kalbine değebileceğine inandığım birine hediye etmek de istiyorum. Bakalım nasip. :)
O zaman hepinize kocaman sevgi dolu günler diliyorum. "Başarısız olmak değil, hiç denememiş olmak en kötüsü.." unutmayın..Şans hep sizinle olsun.. 🍀
İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlar-Kitap Yorumu
Şubat biterken öve öve bitiremeyeceğim bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Raphaelle Giordano tarafından kaleme alınan, Yan Pasaj Yayınevi aracılığıyla basılan mükemmel kitabımı bir an önce anlatmak istiyorum.
Ama tabii ki anlatıma geçmeden yine söylemek istediğim şeyler var. (Bitmez söyleyeceklerim malumunuz) Öncelikle bu kitap gerçekten çok ihtiyacım olan bir dönemde beni buldu.
Biraz hüzünlüydüm, kafamda çok şeyin dolaştığı, hayallerimin olduğu ama cesaretimin kırılmış olduğu bir dönem geçirdim. Böyle bir anda insan belli işaretler ve kendini iyi edecek bir mucize gibi nokta atışları arıyor. Hatta bende bu durumu birkaç yakın arkadaşımla paylaşırken, "ilk dönüm noktamı gerçekleştirdim, ikinciyi bekliyorum" demiştim. O dönüm noktası da çok şükür ki gerçekleşti. Gerçekleşmeden önce de bir işaret beklerken çekiliş kazandım. Kazandığım sevgili kitabım da buydu. İşaretimi bulmuştum, okuduktan sonraysa "tek bir hayatım olduğunu" fark ettim.
Bu kadar güzel hislerden sonra epey meraklandırdım sanırım sizi? Dilerseniz, artık hemen anlatımına daha doğrusu kendimce yorumuna geçeyim.
"Büyük mutluluklar gökten, küçük mutluluklar çabalamaktan gelir."
Kitabımızın iki başrolü var. Camille ve Claude.
Camille trafik kazası geçirir, bu sırada da bulunduğu yere en yakın ev olan Claude'un evinin kapısını çalar. Orada ağırlanır, ama kendi içinde savaştığı şeylerden dolayı duygusallığı yoğundur. Bu durum Claude'un dikkatini çeker, kartını verir. Bir rutinolog olduğunu ve akut rutinizm denen durumdan bahseder. Motivasyon eksikliği, hayal kırıklığı, mutlu hissedememek, kasvet gibi birçok belirtisi vardır. Şimdi hepiniz diyeceksiniz ki; ee bu bildiğimiz depresyon? Aslında öyle değil. Her şey bu sırayla, Camille'nin Claude'dan randevu alıp adım atmasıyla başlıyor. Dahası öyle de güzel devam ediyor ki...
Ailesinden, işine, hayatının her alanına yenilikler geliyor Camille'nin. Hayatı sevmeyi, her şeye bambaşka gözlerle bakabilmeyi, hayallerinin peşinden koşabilmeyi öğreniyor. Aynı zamanda da öğretiyor.
Birçok yöntem uyguluyor, birçok maddi manevi temizlik yapıyor, rotasını çiziyor. Ve kendi istediği hayatı yaşıyor, başkalarının istediğini değil.
"Sevdiğin işi yapmak özgürlüktür, yaptığın işi sevmek mutluluktur."
Kitap klasik ve klişeleşmiş bir kişisel gelişim kitabı kesinlikle değil. Hem hikaye içerisinde anlatıyor, hem de size kurallar diretmiyor. "Şunu yap, bunu kazan" mantığı yok. "Bir de şu açıdan bak, neden sende denemeyesin ki?" tarzında... Sırf ana karakterin değil, sizin de kısır döngüden, erdemli döngüye dönmenizi sağlayacak. En güzel anılarınızı bir bir size hatırlatıp, bir fotoğraf karesi gibi belleğinize yerleştirecek.
Benim ayraç koyduğum çok sayfası var. Açıkçası ikinci kez okumak istiyorum. Çünkü, ilkten konuya kapılmışken bölüp uygulamalarını yapmak istemedim.
Muhtemelen de bahsetmişimdir, başucu kitaplarım vardır arada herhangi bir sayfasını açar okurum her birinin diye... Bir yenisi de kesinlikle bu oluyor.
Ben genelde kişisel gelişim kitaplarını da okumayı çok severim, o yüzden çok zevkliydi. Sonlanmasın ve Camille'nin de sonrası için neler yaptığını görmeyi de çok isterdim.
Ve unutmadan Yalova Blogger Etkinliği'mizde de bizim sponsorlarımızdan biriydi Yan Pasaj Yayınevi. Elimde bulunan ikinci kitabımla alakalı da ilerleyen zamanlarda bende Camille gibi bunu bir görev edasıyla kalbine değebileceğine inandığım birine hediye etmek de istiyorum. Bakalım nasip. :)
O zaman hepinize kocaman sevgi dolu günler diliyorum. "Başarısız olmak değil, hiç denememiş olmak en kötüsü.." unutmayın..Şans hep sizinle olsun.. 🍀
30 yorum:
Sizin fikirlerinizi de merak ediyorum ^^ ❤